İstanbul aşığı bir çift; gidip de evine melek biblosu, yaldızlı mum ya da gülen surat tablosu alır mı? Almaz. Ne mi alır?
Gider Galata tablosu alır. İstanbul aşkını belirten magneti yapıştırır dolabına. Taksim olmadan olmaz der ve bir tabloda oradan iliştir duvarına. Olur sana ev gizli İstanbul müzesi.
Hayatımızın en önemli adımlarını hep Taksim’de attık. Birbirimize ilk el verişimiz, ilk sevgi sözlerimiz, ilk bakışmamız ve ilk sarılmamızın tek tanığı burasıydı.
Ki ben; dedesi, annesi ve babası eski Beyoğlu sakinlerinden olunca ve o aşkla büyüyünce daha bir bağlı oldum bu semte.
İstanbul’dan kopamıyorsak hep Beyoğlu yüzünden diye her seferinde söylüyoruz.
Elimizden geldiğince her fırsatta Taksim’e giden biz, orada olamadığımız zamanlarda da evimizde yaşatmak istedik bu tutkuyu ve ufak detaylara sıkıştırdık şehir sanatını.
Şimdi bu ufak parçlardan bir kaç tanesini paylaşacağım. En büyük hayali Galata’dan ev almak olan bir çift için bunlar çok da şaşılası şeyler olmasa gerek.
