.Kadın Evlenince.

Evli olunca bir kadının hayatında neler değişir, neler gelişir?

Ah ah derlerdi zamanında, “evlenince görürüm ben seni” diye. Dinlemezdim.

Dinlemeliymişim…

Neden öğreniyorum ki yemek yapmayı? Hem ben yardımcı tutarım!… “sen öyle san küçüğüm” Hiçbir yardım gelmiyor evlenince.

Mesela “akşama ne yemek yapsam” derdi esir alıyor beynini. Öyle ergenlikte söylediğin aman öğrensem ne olacak hallerini çürütüyorsun tam o anda.

Sonracığıma çamaşır asmanın aslında nasıl bir sanat olduğunu kavrıyorsun. Mandal izi kalmasın, kırışıklık bu şekilde asınca oluşmaz gibi pek çok keşifler sarıyor etrafını.

Peki ya kendini, evine geleceklere temiz ve hamarat gösterme halleri?

En ben diyenin bile içine girdiği bir kaos bu. Aman haaa, sonra ne der gelenler?…

🙂 saçma ve komik değil mi? Gülmeyin halime. Benim kadar umursamaz biri bile takıyor bazen bu söylemleri.

Yastık düzeltmeler, çerçevelerin üzerindeki tozu elleyerek kontrol etmeler, sabah ilk iş çay suyu koymalar… Teheyyy. Hayat ben ve ben gibileri bile kadın olmanın bu enteresan haline sürüklüyorsa, kırsal kesim kadını ne yapsın bu durum karşısında.

Öyle komik diyaloglara, öyle abidik vasıflara maruz kalıyorsunuz ki; anlayana kadar bi 10 dakika duraksama dönemine giriyorsunuz.

Bakınız bana; Nazik’in Gelini oldum mesela. O ne demekmiş diyeceksiniz. Hemen belirteyim: Kayınvalidemin adı “Nazike” ancak; komşuları Nazlı, akrabaları Nazik diyor. Bu durumda bana da Nazik’in Gelini adını uygun buluyorlar. Mis değil mi? 🙂

Bir tanesi daha var; “Murat’ın Hanımı. Hani Nazik’in büyük oğlu Murat varya onun hanımı işte.”

Yahu benim adım “EZGİ”… Sade, kısa ve öz diyemiyorsunuz işte o anda. Sonunda da gülüp geçiyorsunuz. 🙂

İlk defa onlarca kişiye yemek hazırlıyor, misafir ağırlıyor, sunumlar yapıyor ve herkesin “bebek ne zaman” sorusuna cevap vermek zorunda kalıyorsunuz.

Kadının sırtındaki yük ağır. Baskı deseniz en yüksek seviyede. Hanım hanımcıklığın evlenince değer kazanıyor. El becerilerini sunma zamanı tam olarak evlendikten sonra devrede. Bunca komik ve farklı şeyler yaşanıyor da; sonunda sevdiğin adam geldiğinde eve dünyanın en mutlu kadını oluyorsun işte…

Bütün yoğunluk ve yorgunluk; iş ve aş yükü bir anda silinip gidiyor üzerinden…

Her işi yaparken dilinden dökülen kötü kelamlar, yerini iyi ki hallerine bırakıyor.

İyi ki diyorsun hayatımın diğer yarısı bu adamın yanında, uyumak onun koynunda…

Böyle böyle kadın olmanın farklı açılarını yaşayarak öğreniyorsun. Gülümseyerek baktığın anda tüm bu yaşanılanlara hayat kadın olunca da güzel aslında 🙂

 

Be first to comment