Kömür karası gözler, ışıksız gidişler, karanlık ölümler…
Şimdi her yer simsiyah…
Yas, acı, hüzün, öfke, göz yaşı ve dahası… Canımız acıyor. İçimiz hiç olmadığı kadar derin kederde.
Nefes almaktan utanıyorum bugünlerde ve nefes alan onlarca insanın yapılan hataya, giden onca cana rağmen hala utanamayışlarına daha da öfke besliyorum.
Sadece ağlayıp, nefret akıttığım düzene; evladını, eşini, babasını, abisini kaybedenleri düşündükçe dahada büyük bir hırsla kin bağlıyorum.
Nefret ediyorum işte. 15 yaşında bir çocuğu yerin bilmem kaç kat dibine sokabilen büyüklerden, bunlar normaldir diyebilen zihniyetlerden ve ekmek parası için canından olacak kadar zor şartlarda çalışmak zorunda bırakan sistemden.
En çok da bir madencinin kendini sedyeden daha değersiz görmesine sebep olduğumuz için bizlerden…
Hakkınızı helal edin… Mekanınız cennet olsun…
“Fotoğraflar; Üçlem Fotoğraf Stüdyosu sanatçıları tarafından SOMA işçilerine ithafen çekilmiştir.”