Şarkıda da dediği gibi “beklentiler sadece üzer”…
Beklemeyeceksin öyle yaptığım şeyler karşılık görecek diye. Sen yapacaksın iyiliğini, göstereceksin sevgini gerisini bırakacaksın hayata. Sakın unutma! Hayat ne kadar şey götürürse senden bir o kadarını geri de getirir beklemeden.
Nazım da söylemiş ya zaten. “Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?”
Değil işte.
“E ama ben saçımı süpürge ettim” deme… Etmeseydin diye yapıştırır o kendini heba ettiğin kişi bir gün yüzüne.
O istemedi ki uğruna kendini perişan etmeni. O istemedi ki hayatını onun için leş bi hale çevirmeni. Sen seçtin ve sonrasında aynısnı yapmasını bekledin. Eee değdi mi beklentiye girmene?
Değmedi di mi? Değmez de.
Çocukların, eşin, sevgilin, en yakın arkadaşın ve belki köpeğin…
Kim bilir çocuğuna; “ateşin çıktığında saatlerce ben bekledim başında” diye çemkiriyorsundur ya da eşine “evlendiğimizde üç kuruş paran yoktu, aç yaşadım gençliğimde” gibi gibi ucu bucağı olmayan onlarca cümle. İyi de karşındaki mi dedi sana bunları yap sonra ben de senin gibi olacağım diye.
Hayır.
İleride doktor olmasını istediğin oğlun müzisyen oldu diye sakın tepki gösterme. Kafandakini başkalarına yaşatamazsın sen. Senin istediğini herkesin yapmasını beklersen, o karşındaki de kendi kafasındakini yapmanı ister senden. Sonrası da karmaşık bir hikaye işte.
Büyü biraz. Yaş olarak değil canım. Zihninle hareket etmeyi öğret kendine. Duygular? Boşver o kadarını. Bunca zaman duygularına yenik düşerek kendini üzdün yeterince.
Ne yaptığın iyilik ve insanlığa karşılık bekle, ne de sevdiğin insanların seni sen kadar sevmesini.
Yaşa. Sadece yaşa. Güzellikleri gör, duy ve kokla. Bu kadar basit. Beklenti olayına da sakın ha sakın girme. Hadi selametle…
