Saklı kalan bir köşen olsun hep. Tüm kötülüklerden uzak tuttuğun bir köşe.
Bir çocuğu emanet et o köşeye. Büyütme sakın. Hep küçük kalsın o çocuk ve tembihle. Karanlığı yer etmesin yüreğinde.
Sonra düştüğün zaman siyah gecelerin eteğine ve sardığı zaman acımasız gerçekler etrafını dön içine ve sarıl o küçüğün ellerine.
İyiliği, merhameti, sıcaklığı ve dokunulmazlığı keşfet.
Kimselere açma sakladığın köşeni. Kimseler bilmesin yüreğinde gizli kalan bu odacığı. Bazı bazı sen de…
En karanlığında, en korktuğunda, en can yanışında dokun sadece.
Sırlarını, aşklarını, kahkahalarını ve özgürlüğünü ver ona.
Kaybetmemen gereken, gitmesini istemediğin, seni gülümseten ve sevindiren neyin varsa o çocuğa teslim et.
Bil ki orada yer alamaz kör kuyular. Bil ki tek bir kirli el dahi dokunamaz oraya.
Sığınağın olsun.
Bir liman. Bir dost. Bir telaş. Bir kaçış. Belki de varış…
Hayatta ne yaşarsan yaşa, ne dert yüklenirse yüklensin omuzlarına sen asla izin verme bu köşenin yok oluşuna. Çünkü kendi içinde olmazsa bir sığınağın ve düşersen bir gün tümünle kalkamazsın.
Sarılamazsın yeniden. Ve barınamazsın. Ne dünyada ne de benliğinde nefes alacak tek bir nokta bulamazsın.
Bir köşe ayır ruhunda. Saklı bir köşe. Bir çocuğa teslim et orayı. Kimselere söyleme. Çocukluğun olsun bu emanet. Çocukluğunu sok yüreğine ve kimselere söyleme… İçindeki o ufaklığı her ne yaşarsan yaşa sakın kaybetme…