Şimdi hepimiz gerçekleri alalım önümüze ve psikolojinin en zor kısmı olan kabullenme işini harekete geçirelim.
Amaan yazıya böylesine ciddi başlamak hiç de sevimli değilmiş! Gel bacım gel. Senin de kıçın büyükse gel yanıma.
Kadınlığın en zor kısmı olan “daima bakımlı” “daima zayıf” “daima güzel” “hem sade, hem seksi” gibi gibi sevimsiz mecburiyetlerden bahsedeceğim bugün.
Sararsa konu beklerim. Hatta bize de gel. Kahve içer, bu kıçı nasıl büyüttük muhabbeti yaparız yağ ve un dolu kekimizi yerken.
Büyüttük işte. Bir şekilde hayat bizleri koca kıçlı olmaya sürükledi. (Ezgi burada boku hayata atıyordu.) Derken biz de büyüdük. Bizle beraber kıçımız da yükseltti çıtasını ve ve ve… Sonu gelmeyen bir ilerleme.
He ne ara oldu? Neden en başında müdahale etmedik gerçekten bilmiyorum.
Açıkçası müdahale etmek gerekir mi onu da bilmiyorum.
Tamam hiçbir zaman büyük popolu kadınlar Jennifer gibi, Rihanna gibi anılmayacaklar. Çünkü onlarda anılacak kıç var 😀
Ama neden anılmalıydı bir popo o kısım da işte konunun asıl mevzusu.
Sevilmedik yavrum biz. Koca kıçlı olduğumuz için eleştirildik hep. Pantolonlar güzel durmadı üzerimizde. Ya da öyle gösterildi ve biz de yedik. Hele bir de belimiz inceyse… Zorluk çektik yani.
Oysa ki neden güzel olmalıydı bir popo ya da bir kadının dümdüz vücuda sahip olması gerek kuralını kim çıkartmıştı hiç bilmiyorum.
Dayatılan, gösterilen, inandırılan belli başlı güzellik kavramları oluştu zihnimizde.
Bizim gibi olan koca kıçlı, koca memeli, büyük elli, uzun boylu vb kadınlarla birlikte yer yer bu duruma isyan ettik, yer yer diyet programlarında geberip sonunda pes ettik ve daha da şiştik.
15 yaşında popomun büyük olduğu için büyük bir avm’nin mağazasında benimle dalga geçen çok yakın bir tanıdığımız vardı. Koca kıçlı olmamın şort giymeme engel olduğunu söylüyordu ve şortu alıp kendisi giyinip, bak vücudun böyle olsa sen de giyinebilirdin dedi. Belki uslu olsam Şirinler’i de görürdüm. Kim bilir…
Saçmaydı yani. O dönem çok yanmıştı canım. 15 yaşımı koca bir popoya ve bununla dalga geçen çevreme adamış olmak pek bir sevimsizdi.
Ama oluyordu işte. Kocamandı ya bizim kıçımız. Dalga geçiliyordu.
Zayıf ol diye sürekli baskı geliyordu üzerimize. Her yanda insan hakları diye kendini yırtan insancıklar, konu dış görünüme geldi mi herkesten bir Adriana performansı bekliyordu.
Unutuyorduk onlarca insani değeri ve sonunda tek bir kıça onun bile şaşacağı anlamlar yüklüyorduk.
Yani bebişim diyeceğim o ki; güzellik denen şeyin bambaşka şeylerde gizlendiğini farkeden ve bir gün kıçınızı size sorun olarak sunmayan birilerini bulursanız hayatınızın tam da merkezine alın onları.
Dış görünüş takıntısı olanları mı?
Çıkın üstlerine ve ezin koca kıçınızla birlikte…
Sevgiyle…
Dekorasyon
Önce fotoğrafı gördüm. O nasıl kalçalar derken başlığı gördüm 🙂