Dedem’e…

484137_4419094199927_2139281324_n

Özleniyor… Deli gibi, dehşetle, kahredercesine… En beklemediğin anında, en hesapsız tavrında bir anda yerle bir ediyor seni gerçekler…

Yokluğu diyorsun içinden, yokluğu en acı kabulleniş…

Bir dahası olmayan görüşler, hep o varmış ya da gelecekmiş gibi bekleyişler…

Gelmiyor, gelmeyecek, bir daha hiçbir şey eski haline dönmeyecek…

Eksik kalacaksın pek çok kez. Kıskanacaksın hala tam olabilenleri. Çay içerken, otobüste, yürürken ya da herhangi lüzumsuz bir anında gerçekler öyle bir çıkacak ki karşına; neden diyeceksin içinden;

Neden Dede?..

Tek kız torunun, büyük hayranın, en sadık dostun ve daha nicen değil miydim ben senin? İdolüm derdim senin için, fikirlerimde en büyük yol göstericim, bilgi küpüm, ayaklı ansiklopedim…

Bugün tam 2 yıl olmuş meğer. Nefret edilecek kadar zor geçiyor her saniye. Silmek istiyorum bu tarihi takvimlerden. Canı yanarken çok fena aptallaşıyor insan.

Özlüyorum demekten dahi hoşlanmıyorum aslında. Çünkü özlemek, daha çok hatırlatıyor yokluğunu…

Aklıma; ölüm sıcaklığında koynuna yattığım o anlar ve göğsünden zorla söküp alışları geliyor. Bırakın beni diye bağırışlarım, yatağına gidip haykırışlarım, hala sen kokan yastıkları bulma çabasıyla tüm eşyalara sarılışlarım…

Ev telefonunu aramak dahi istemiyorum mesela. Ses tonunu bütün nefes duraksamalarına kadar kazımıştım zihnime. Bir gün bırakmak istersin diye bu diyarları zula yapmıştım kendime.

Aslında söylenecek o kadar çok söz, bütünleşecek öyle anlamlı cümlelerim var ki; ancak acıma yeterli gelmeyecek kadar seviyorum seni…

Dedem…

Dünyanın en yakışıklı, en kültürlü, en iyi kalpli adamı…

Değil iki yıl, sayılmayacak kadar fazlaca geçse de seneler; değişmeyecek şekilde büyük kalacak sevgim, gülümseyemeyecek kadar sert darbelerim.

Yazdıkça daha bir zorlaşıyor sanki gece…

04:18’de kimin kime yazı yazdığı görülmüş ki zaten. Fazla zor bugün. Geleceğim yanına bir kaç saat sonra… Toprağına dokunurken yine ağlayacağım belki, yine soracağım sana neden gittin dedem diye, öpeceğim taşını kandilde öpülen el misali. İyi kandiller dedecim diyeceğim sarılıp taşınaiyi kandiller…

Çok zor, zulüm belki ya da eziyet… Yokluğunun 2. senesinde de hüznün ilk anki kadar gerçek ve derin…

Bu saatten sonra da ne desem boş, ne desem dönüşsüz, ne desem hüzün.

Özledim…. Yansa da ciğerim, sızlasa da sevgim özledim işte…

Geri gelmeyeceğini bilsem dahi çok seviyorum seni…

Canımm, ilk aşkım, dedem…

Seni ilk anım kadar içten, hala yanımdaymışsın gibi derinden ve hiç bitmeyecek kadar öteden seviyorum…

İyi ki benimdin, iyi ki dedemdin…  Umarım cennet yuvan, melekler en sadık dostundur gittiğin sonsuzlukta…

Seni çok ama çok seven tek kız torunun Ezgi…

 

Be first to comment