Hanımlar; kabul edelim biz de az değiliz. Demeyin nereden esti diye.
Yahu başka hangi canlı türü, işe gittiği serviste her zaman yanına oturan kişi, arka koltuğa uyumaya geçti diye trip atar o masum uykucuya?
Zoruz canlarım. Lüzumsuz takıntılıyız. Sevdiklerimiz, konuştuklarımız her dakika yanımızda olsun istiyoruz. Sevmeyi abarttığımız gibi, trip atmayı da abartıyoruz. Sonra karşı taraf hep zor durumda, hep çaresiz kalıyor.
Peki ama neden? Neden yapıyoruz bunu?
Arkadaşlar buluşmasında siz yoksanız anında surat asıp, mesaj atıyorsunuz buluşan gruba değil mi?
-Peki Ebru. Öyle olsun. Siz gidin, buluşun ve bana sakın haber vermeyin olur mu?
Kurulan cümle tam olarak bu. Peki bu şekilde mesaj atan bir erkeğe rastladınız mı hiç? Açıkçası ben rastlamadım. He nasıl olur? Sadece biraz belden aşağı, biraz argoca ama en nihayetinde geyikle laf atılır ve sonra gülüp geçilir.
Olmuyor arkadaş. Biz bir türlü atamıyoruz her şeye dahil olma hevesimizi.
Kim nerede görüşüyorsa görüşsün, kimle konuşuyorsa konuşsun. Arkadaş be o, tapusunu aldığımız bir madde değil. Ama yapamıyoruz işte.
Çocukluğumuzdan beri en yakın arkadaşımız, olura bir başkasıyla paylaşırsa oyuncaklarını cingar çıkartıyoruz. Yapmadınız mı sanki? Kim bilir kaç kişiyle kavga ettiniz bu sahiplenme haliniz yüzünden. Ben yapmıyor muydum peki? Elbette yapıyordum.
Her ne kadar bu denli trip hallerinden kendimi uzak tutmaya çalışsam da, muhtemelen ben de ortama ayak uydurmak ve yalnız kalmamak için bu tür yollara başvurmuşumdur.
Hata da burada aslında. Korkmak. Ortamda yalnız kalmaktan korkup, karşı tarafa zulmederek daha çok yalnız kalmak. Yahu kızın sevgilisi var, eşi var… Bi bırak, bi aşık olsun, bi dolaşsın, bi gezsin. Neden bu haller?
Öğrenmeliyiz artık bebekler. Herkesin kendi hayatı olduğunu, kimisinin derdinin yemek yapmak, kimisinin ütü, kimisinin de sadece sevdiği adamla gezmek istediğini öğrenmeliyiz.
Yok arka koltuğa geçtin, yok bu öğle yemeğinde benimle değil öbür kızlarlaydın falan. Geçelim bunları. Boğmayalım.
Sonra da kadın kadına neden düşman oluyor diye ağlıyoruz. Peki temeli ne bunun? Temelinde gayet de biz yatıyoruz. Bazı konularda ne kadar çabuk büyüyorsak, bu konularda o kadar küçük kalıyoruz.
Rahat olun lütfen. Rahat olun ve beyninizi biraz boşaltın. Emin olun harika olacak her şey…