Yaşlanıyoruz cancağızım!
Çizgiler selam çakmaya başladı yüzde. Daha bir yıl önce sivilce telaşındayken, şimdi kaz ayakları derdine düştük iyi mi?
He ben seviyorum tabii her halimi. (!) 🙂
Ama insan bazı zamanlarda “ne oluyor oğlum?” şeklinde aynada konuşurken de bulmuyor değil kendisini.
Çaktırma ama yeni arayışlara başladım bile.
Alnımda bir çizgi. “Hay” dedi bana. “Napıyorsun lan orada?” dedim. “Ne sandın?” dedi. “Bok mu var?” dedim. “Seni duymuyorum” dedi.
Ve kaldı orada…
Biliyorum. Kaz ayaklarım da çıkacak yakında. Yaş ilerledikçe arkadaşlar ile yapılan sohbetler de değişiyor yahu.
Hangi krem iyi gelir, hangi serum tercih edilmeli gibi onlarca fikir uçuşuyor etrafımda.
Heee dedim ya, ben takmıyorum. (!) Ama insanın etrafında bu kadar çok muhabbet dönünce de telaşlanmıyor değilim hani.
Başladım işte araştırmalara. Yok yüz yogası, yok doğal kremler derken insanlarla konuşurken alnında ve göz çevresinde çizgi olup olmadığına da baktığımı farkettim.
Yani sinir bozucu.
Bence aynalara derhal filtre gelmeli. 🙂
Şimdi değil belki. Ama bir 5 yıl sonra hangi halde olacağımı bu yaşlanma belirtileri ile gayet tabii algılamaya başladım.
26’nın sonunda 27’ye henüz sadece göz kırparken 35 yaş sendromunu düşündüğüm ve ona yatırım yaptığım için kendimi ayrı tebrik ediyorum.
Biliyorum. Her yaşın ayrı güzelliği var ama, benimle yaşıt birisinde de lütfen bebek poposu gibi bir cilt de olmasın sevgili evren.
Neyse.Öyle işte. Kendinize iyi bakın, yüz yogası yapın ve beni sevin 🙂
Bay..