Geliyor Terlik!
Allah seni inandırsın bunu demek için gün sayıyorum. Yok kokusuymuş, yok kucağına alınca her şey değişirmiş falan umrumda değil bu tantanalar. Bence anneliğin en güzel kısmı isabetli terlik atabilme yeteneğinin bir anda yüklenmesi! 😀
Şakasını bir kenara koyalım da “öyle derler” kavramından sıkılmanın en üst noktasında, mide bulantılarını atlatmanın en muhteşem mutluluğundayım.
Annelik şudur, sen karnıma düştüğün andan beri dünyam değişti sözlerini asla sıralayamayacağım çünkü bana yapay geliyor. Hayattaki tek vasfı annelik olan kadınları oldum olası sevemedim. Yanlış anlamak isteyen buyursun anlasın tabii ama bende durum budur. 28 yıllık hayatımı bir anda silemem. Evet kabul pek çok değişiklik olacak, evet kabul hiç girmediğim bir dünyaya gireceğim de “eeee”? yani? Evlilik için de öyle dediniz ne oldu? Hiçbir şey. O hayata da alıştım. 18 yaşına kadar hiç para kazanmıyorken çalışmaya başladım ona da alıştım. Bunu da kabulleniriz anam babam sıkıntı yok yani. 😀
Bu arada bir önceye dönüp şu lanet olasıca “öyle derler” kavramından bahsetmek istiyorum. Demeyin! Allah aşkına bir şey demeyin! Benim çocuğuma, benim hamileliğime, benim kuracağım düzene bir şey demeyin! Bazı geleneklerin çıkış noktasını sırf bu kavram yüzünden sorgulaya sorgulaya bir hal oldum. Doğum yaptığımda kırmızı kurdele falan takmıyorum kafama var mı? Bence yok. Hayır doğurdum diye neden hediye paketi gibi dolaşıyorum ben anlamıyorum ki…
He bunu okuyup da aha konuştu bizim entellektüel demeyin. Vallahi gram öyle telaşım yok. Mantığıma uymayan şeyleri üzerimde uygulamıyorum hepsi bu. Gelen gidene ikram verilir hastanede “öyle derler”… Ya ben orada ıkınmışım falan çocuk doğurmuşum bir de gelen gidene ikram yapacakmışım. Neden? Çünkü “öyle derler”. Demesinler ulan. Ayrıca o hastane odası süslemelerinden de midem bulanıyor. Çocuk dünyaya geleli olmuş 2 saat, yok tüller yok şekerlemeler, yok kocaman tabelalar… Bir fotoğraf çekiyorsunuz, dekordan çocuk gözükmüyor. He yapan yapsın beni bağlamaz tabii de benden beklemeyiniz. Geçiniz o şıkkı efenim geçiniz.
“Ona hayır, buna lolo sen de yettin be kadın!” Hee bence de yettim artık! Bu kadar sıradan olmak benim neyime? Ben, doğum olayına son derece doğal bakıyorum. Benimle aynı anda belki hapishanede, belki tarlada, belki uçakta son derece koşulsuz yerlerde doğum yapacak ve bebeğine bir kıyafet dahi alamayacak onlarca kadın varken ben böylesine naz, böylesin süs işlerine girişemiyorum. Almıyor midem. Midesi alan buyursun koşsun önden, eklesin instagram sayfasına umursamam ama ben yapmıyorum! “Ayıp kızım” “Ne derler?” “Rezil oluruz” “Bir çikolata vermedi pintiler” bıdııı bıdııı. İnanın ne denileceğini hiç mi hiç umursamıyorum. Zaten beni sevenler bu halimi kabullendiler. Manyak bu diyorlar, acayip bu diyorlar falan geçinip gidiyoruz. O yüzden de akrabalar, uzak tanıdıklar ne der çok da umursayamayacağım.
Yani analığa giriş konuşmam bence son derece kendime yakışır türden oldu. 😀 He devamı gelecek mi? E tabii ki. Daha çocuk yetiştirme naraları atacağım. Ne bileyim doğum anılarım olacak ki bence aşırı eğlenceli olacak. Laf lafı açacak, bence ben bu kadar suskunluğun acısını çatır çatır çıkaracağım. Ay yok çatır çatır doğuruyor muyduk yoksa ya? Neyse işte daha buralardayım ben. Okumak isteyenleri Ezgi Ana Oluyor serisine beklerim efem. Öpüldünüz.