Zengin Kız


Kız zengin. Geçen hafta geldi daha uzun soluklu o herkesi hayran bırakan tatilinden. Gittiği yer Güney Amerika sahilleri. Hani dünya kupası vs hepsini canlı canlı yerinde izledi gayet. Kumlarında yaşadığı o efsanevi aşkı çatır çatır da paylaştı sosyal medyada. Kendince hakkı da.

Dedim ya hatun zengin. Tatil dönüşü bronzluktan çıkıp, siyaha dönen tenini görünce millet sordu tabi. “Hayırdır nereden çıktı böyle bir gezi?” diye. Herkes kıskanç, herkes fesat. Yüzlerindeki yapay gülümseyiş ise üç kat yukarıdan net hissedilir.

-“Kafama esti öyle gittim” dedi zengin kız.-

Kafasına esince Güney Amerika turu yapıyormuş demek zenginler. Biz yapsak yapsak Polonezköy, Ağva yapar sonra da hafta sonu çok eğlenceliydi diyerek gayet mutlu mesut yaşarız. Ufak be bizim keyifler.

Değişik bir şey bu zengin olma hali. Hani o filmlerdeki eline viski bardağı yapışmış amcalar var ya kurgu sandığımız. Aynen doğru kendileri. Bir akşam, yolunuz Bebek sahile düşerse şu meşhur perdesiz evlere bir göz atın. Merak etmeyin kimse ne bakıyorsun demez size. Hepsinin derdi izlenmek ve beğenilmek zaten.

Gel gelelim bizim zengin ablaya. O da İstanbul’un çok lüks bir semtinde yer alan en pahalı evlerde yaşıyor zaten. Bildiğin sapasağlam cukkası. Anne de baba da zengin. Açmışlar şirketleri, gönderiyorlar her ay yüklü bir miktar. Neden çalışıyor bu kız derseniz de, kanıtlama çabası der geçerim.

Parayı harcayacak yer bulamayınca da kafasına Güney Amerika turu estiriyor ve gidiyor. Sorsan aç, sorsan zenginlerin evlerine ve yaşamlarına hayran hayran bakıp salya akıtıyor. Oysa ne senin benim zevkimle mutlu oluyor, ne de çaycı ablaya samimi bir günaydın çıkıyor dilinden.

Büyümüş, dünyayı gezmiş, kafasına en deli şeyleri estirip hepsini gerçekleştirmiş de peki ya ruhu?

Sıçmışım ruhuna şimdi.

Ruhsuzun, duygusuzun ve en acısı da vicdansızın teki bu kız arkadaş.

İstemez böyle para da pul da. Varsın olmasın cebimde saçtığımın milyonları ve yine en büyük aktivitem ağacı bol bir yerde kahvaltı yapmak olsun.

Ama dolsun ruhum. Görünce bir yardıma ihtiyaç duyanı, ayaklarım kıçıma vura vura koşayım yardımına.

Kızgınım dostum kızgınım. Yok be kızgınlığım bu zengin kıza değil . Böylelerine kıskanan gözle bakanlara ve şımarıklık duygusunu her noktasına kadar aşılayanlara.

Tıpkı perdesiz ev insanları gibi, en büyük dertleri beğenilip, konuşulmak zaten böylelerinin.

Siz sakın ha  yapmayın anam babam. Sakın ha yüz vermeyin şu kafa tasından ibaret insanlara. He deyin geçin gözünüzü seveyim. He deyin ve geçin…

Zenginliği yüreğinizde ve gözlerinizde bulabileceğiniz ve asla kaybetmeyeceğiniz güzel günlere… Kendinize iyi bakın.

Be first to comment