Eksik olan tek özelliğiniz; başkalarının mutluluğu ve neşesiyle mutlu olmayı başaramamak…
Güzel kadın görünce sinirlenen başka bir kadın… Ya, ben tam kadın olamadım bu aşamada ya da o kadınlar fazla fesattı.
Komik… Kendisine öğretmesi gereken şeyin sadece “iyi niyet” olduğunun hala farkına varamamış insanlar var. Yorucu oluyorlar çoğu zaman ve pek bir çekilmez. Kıskanmak, içten içe kötülük ve nefret beslemek… Ne acı, ne acınılası…
Anlayamıyorum çoğu kez. Nasıl oluyor da algılayamıyorlar bu denli kötü ve karanlık olduklarını. Hoşlarına giden bu mu yoksa? Peki ama bir insan neden seçer kötü olmayı?
Sahte olmak, yalan dostluklar, sıradan sevgiler, kıskanç ve çekilmez hislerle dolu bir dünyada nasıl oluyor da kendilerini mutlu sayabiliyorlar?
Belki de ben fazla saf ve çekingen kaldım bu kaos ortamında. Çiğnendim, ezildim, örselendim ve tek sebebi iyi olmayı başarabilmemdi…
Dik durdum bunca saldırı karşısında, asla belli etmedim acılarımı. Daha çok acıtmaktı amaçları. Acımıyor dedim inatla ve vurdular her defasında.
Herkes, her şey yüklenir çoğu kez… Benim de sıkılmanın, yorulmanın, bunalışın ve yıkılışın en uç noktasına geldiğim anlarım oluyor elbet. Böyle olduğumda susuyorum, ağlıyorum, kabuğuma saklanıyorum…
Sevmiyorum kin hakimi muhabbetleri, içim almıyor kötülük planları kurma hallerini. Dedim ya ben fazla düz kaldım bu düzende. Öncelerde, çok öncelerde olmalıydı belki de ruh beden birleşimim. Bu dönemde, bu hengamede bana ait yer yokmuş gibi şimdi.
Bakıyorum uzaktan. Öylece boş boş. İzliyorum ve daha çok öfke duyuyorum… Kötü niyetli insanların kıskançlık damarlarının, yıldırma arzularının yaşadığı an ve anılarda mutlu olamıyorum.
Bir gün elbet değişecek bu düzen… Tıpkı hayal alemi gibi olacak dört bir yan… Bir gün sadece iyilerin kazanacağı yarışları görebilmek umuduyla kabuğumda bekliyorum…