.50’ler Kadını ve Moda.

40’lı yılların savaşının etkisi artık yok olmaya ve moda çılgınlığı tekrardan alevlenmeye başlamıştı. Savaş getirilerinden ortaya çıkan maskülen tarz artık yok oluyor, kadınlık tekrardan kendini gösteriyor, seksilik ön plana çıkıyordu.

Bugünün pek çok parçasının ilk adımı 50’li yıllarda atıldı ve modanın dönüm noktası tam olarak bu dönem oldu.

Kloş etekler ve dapdar ceketler, Dior’un muhteşem koleksiyonuyla tüm feminenliği geri getirdi. Artık kadınlar daha romantik ve asil görünüme sahip olmakta ve güzelliklerini herkese sergilemekten çekinmemekteydi.

40’lı yıllarda tek tek kapatılan moda evleri yeniden doğdu ve ilk iş kloşe etekleri her kesim ve bedene göre dikmeye başladılar.

Peki pantolon hiç mi giyilmezdi? Elbette giyinirdi ancak; eski dönemin maskülen tarzına inat tamamen hatları ve seksiliği ön plana çıkaran ve taptığım kadın Audrey Heprburn’ün de üzerinden çıkarmadığı Cigarette modeller kendini göstermeye başladı.

audreyt

 

Etek ve pantolondan sonra elbiseler de kadınların en özel gecelerde, üzerlerinden çıkarmadığı muhteşem tasarımlar haline dönüştü. Artık taş, parıltı, renk ve özel dikim elbiseler tüm kadınların ertesi günün en çok konuşulan kadını haline dönüştürüyordu.

Yine bir Audrey giyimi olan Givenchy tasarımları o dönemin en çok tercih edilen ve kıskanılan modelleri oldu.

audrey-hepburn-in-givenchy-dress

Şapka, eldiven ve kemerin de en vazgeçilmez aksesuarlar arasında yer aldığı 50’li yıllarda; kadın kendine geldi, giyimine özen göstermeye ve özel gecelerin vazgeçilmez ismi olmaya karar verdi. Savaşın soğuk ve karanlık hallerini üzerinden atan moda fırtınası da başta Audrey Hepburn & Marilyn Monroe olmak üzere en ünlü kadınların üzerinden harika bir rant sağladı ve biraz önce bahsettiğim gibi bugünün çizgileri daha o zamandan oluşmaya başladı.

Be first to comment