Bugünü kendime adadım. Her şeyimle, en leş kusurlarım, en sevilmez huylarım ve ne göze ne kulağa hoş gelmeyen yanlarımla inatla kendimi sevmeye devam ettiğimi dile getirme seanslarım.
Ben bunu hep yaparım. Kendime adarım sevişleri ve kendime de söylerim en güzel sözleri. Ben böyleyim işte diye diye büyüttüğüm küçük kızımı her gün bir tutam sevgiyle besler ve iyi ederim.
Pek sevimli olmayan kusurlarım var benim. Zayıf bir bedenim, porselen gibi cildim, inci gibi dişlerim yok belki. Onlarca kızdan çirkin, onlarca kızdan güzelim. Orta halli kazançlar gibiyim yani.
Örneğin yamuktur burnumun sol tarafı. Önden bakınca çakmaz kimse de ben bilirim onun ne denli yamuk olduğunu. Üstelik horlarım da çoğu gece. Çocukluğumdan beri savaştığım hastalıkların ve geçirdiğim 3 ameliyatın çilesini geceleri yanımda yatan eşim çeker sadece. Ben umursamadan uykuya dalarım.
Ve sonra çatlaklarım vardır bacaklarımda belimde. Zamanında yaptığım yanlış zayıflamaların reçetesi vücuduma kesildi sadece.
Mesela alnımda çizgiler de oluşmaya başladı son zamanlarda. Alarm vere vere kullandığım bakım kremlerinin bir halta yaramadığını anladığımda onlarla da barışmayı öğrendim bu durumda.
Kısaca ne tipimdeki kusurlar, ne dibi gelen saç boyam ne de benden bağımsız yaşayan dönemsel sivilcelerim çok da umurumda değil.
Ben kendimi iyi düşünerek gençleşmeye, güzel bakarak güzelleşmeye, yardıma koşarken fitleşmeye ve severken sevilmeye adadım sadece.
İnatçı ruhum hepsinin üstesinden geliyor nihayetinde. Kendime her şeye rağmen çok güzelsin dedikçe daha güçleniyor, daha güzelleşiyor, daha çok ışık saçıyorum herkes ve her şeye.
Tüm kusurlarıma rağmen büyümeyi, kendimi sevmeyi, kendimle beraber dünyadaki her şeyi kucaklamayı öğreniyorum. Benim ütopyamda iyilik hakim. Benim ütopyamda kin ve nefrete, hırs ve öfkeye, kıskançlık ve kötü fikre asla yer yok.
Siz de önce kendinizi sevin. Eksikliklerinizi kenara itip tamamen güzellikleri görmeye adayın. Önce kendinizde, sonra tüm evrende…