Ruhuna bahar temizliği yapma vaktin gelmedi mi?
Dolaplar silindi, perdeler yıkandı, bahar alışverişi de yapıldı. Peki ama ya ruhun? Arınmadın hala değil mi?
Tuh sana.
İlk önce yapman gerekeni en sona bıraktığın için ve hatta ben demesem aklına dahi gelmeyecek olan bu ruh temizliğinden uzak kaldığın için.
Yahu sana kendini ilk sıraya koyacaksın diye bas bas bağırmaktan ben sıkıldım sen hala neden umursamıyorsun beni!
Yapma. Etrafındaki kara ruhları defet artık hayatından. Renklere teslim ol ve sev çiçekleri. İyilik düşle sadece. Sana katkısı olmayan tek bir insanı dahi alma yaşamına. Etkisiz elemanları da kov gitsin.
Seni üzen, kötü duyguları ile kemiren ve sürekli üzerine yük bindirenleri hayatında tutmandaki amaç ne acaba?
Cevabın da yok değil mi?
Alışkanlık diyorsun… Hay senin alışkanlıklarına!
Kop artık bu seni her geçen gün daha da boğucu dünyaya sürükleyen vazgeçilmezlerinden.
Onlar; seni üzer, yorar, karalar.
Sen bir kez geldiğin bu dünyada güzelliklerden yana kullansana tek atımlık hakkını. Çık artık şu depresif ruhtan.
Bırak kemirgenler dolansın etrafında. Görme!
Bırak dedikodular sarsın ardını. İşitme!
Bırak kötü ruhlar yağmaya çalışsın üzerine. Sen it!
Ve bilme.
Kötü tek bir şeyi bilmek isteme.
Baharı al içine, güneşi taşı göğsünde, Nisan yağmurlarını da sev, yeni açan papatyaları da. Gül Mart kedilerine ve doğanın uyanışına tanıklık et. Her gün bir çiçek selam veriyor sana. Fark et!
Sonra dön içine. Arın. Tüm acılardan ve tüm acıtanlardan sıyrıl.
Mutlu ol işte. Bahar temizliği bahane 🙂