Tatilya çocuğu olmak = 90’larda çocuk olmak…
Benim yaşlarımda İstanbul’da yaşamış pek çok kişi için Tatilya çok başka duyguları ifade eder.
Çocukluğumuz, enerjimiz, coşkumuz…
Bir çocuğun hayal dünyasını her noktasıyla yansıtan harika bir ütopyaydı burası. Şimdiki nesil ise asla bilmez.
Hızlı tren, alabora, su kaydırağı, konuşan ağaç ve daha onlarca harika oyuncak.
Şimdi olsa ve o oyuncaklara şimdi yine binsem aynı hisler içerisinde olur muyum bilmiyorum ama hepsine benimle binen babamı ve yaşadığı keyfi hatırlayınca zannedersem eğlenirdim bu yaşımda da.
Tatilya bizim nesil için çok başka anlamlar taşır. 90’lar çocuğu olmak Tatilya heyecanını son noktasına kadar hissetmeyi gerektirir.
Hatırlıyorsunuzdur. Okullarda mutlaka gezi düzenlenirdi buraya. Jetonlarımız, tatilya maskotlu oyuncaklarımız olurdu. Hatta ben hala saklıyorum o devasa büyüklükteki oyuncağımı.
Su kaydırağından inerken çekilen fotoğraflarımızın ne denli denyoca olduğunu, şapşalca konuşan plastik bir ağaca tapan gözlerle baktığımızı ve daha nicesini düşündükçe gereksiz yere heyecanlanıyorum şimdi bile.
Benim için o durak hala Tatilya durağı mesela. Değiştiremiyorum asla.
Anılar, çocukluk, heyecan verici duygular.
Off ağlayasım geldi yine. En nihayetinde güzeldi 90’lar. Anılarımızı yıkıp yerine Avm dikseler bile çok güzeldi…