Adam olacak çocuklardık, kendimizce bir baltaya sap olduk ama gel gör ki bunu ona bir türlü gösteremedik.
Onunla tanışmaya, konuşmaya ve onu dinlemeye çok geç kaldık.
Moda 81300… Barış Manço’nun evi. Aile zor durumda, ev elden gidiyor, destekler geliyor ve neyse ki tüm anılar, tüm yollar, tüm sözler ve tüm tınılar hala o evde, hala Barış abi ile…
Gittim. Maalesef ki çok daha yeni gidebildim. Büyüsüne kapılmamak, bir kez daha hayran olmamak ne mümkün? Ağzın açık izliyorsun her bir noktayı. “Adama bak be!” diye diye geçiyorsun bir odadan diğerine.
Yatak odası, kış bahçesi, kasetler, resimler, heykeller, halı, koltuk her şey ya her şey…
Git işte!
Adres belli ya zaten. Moda 81300… Barış Manço Evi…
Domates biberler kurumadan, eşek hoşaftan anlamadan, ayılar dağı bırakmadan git…
Selam söyle göğe, sil gözünden akan bir damla yaşı ve kulağına işle Barış abi parçalarını… Bir gününü sadece bu muhteşem adama adamayı dene. Çok iyi gelecek emin ol…