Selam gençlik!
Tüm sosyal medya hesaplarından sizi bıktırdığım yetmedi ve Cumartesi günü gerçekleşen Sülüklü Göl & Sünnet Gölü Turu detaylarını bir de bloga ekleyeyim dedim.
Hoş bence bıkmıyor, aksine merak ediyorsunuz. En azından ben olsam ederdim. Yani siz de meraklanırsınız şimdi. Merak edin ya!
Gidiyorum ve size hafta sonu planı sunuyorum daha ne olsun ki acaba 😀
Neyse. Gelelim asıl konuya. Dün gerçekleşen ve gerçekten son dakika sürprizi olarak karşımıza çıkan Sülüklü Göl & Sünnet Gölü Turu detaylarına.
Efenim, ben bu gezide yorulduğum kadar hiçbir yerde yorulmadım. 15 tane doğa tutkunu adamı almışlar, bir araya getirmişler ve kaynaklara, dağlara, ormanlara salıyoruz sizi, buyrunuz adrenaline demişler. 🙂
Evet o doğa tutkunu canlılar arasında ben de varım (!) Kendimi aştığım ve Murat’ın sürekli “beni şaşırtıyorsun” demesi elbet tabii doğrudur.
İstanbul’dan 7:10’da yola koyulduk. İlk durağımız Sülüklü Göl. Yanımızda işinin uzmanı Doç. Dr. Necmi Aksoy. Rehberimiz kendisi. Elinde keser,çekiç,makas ne kadar enteresan alet varsa onunla geldi otobüse. Aslında o anda kaçmam lazımdı. Gideceğimiz yer tam bir Survivor ruhuna teslim olma yeriydi… Kaçamadık. Ben de teslim oldum.
Yolculuk sırasında tabii ki uyudum. 🙂 1 mola ile birlikte yaklaşık 3,5 / 4 saat süre sonunda Sülüklü Göl’e geldik. İşte o anda tüm korkularım bitti. Çünkü burası cennete 5 kala halinin canlı haliydi 🙂
Heyelan sonucu oluşmuş bir göl burası. Hatta en bomba kısmı burada kamp yapılabiliyor 🙂
Dağların tepesinde geçen gün yağan kar kalıntıları var. Biz ise alt tarafta sıcağın ve güneşin enfesliği ile kendimizden geçiyorduk. Tek kelime ile harika bir yer burası. Ağzımdan sürekli “Murat bayıldım. Murat burası cennet” gibi cümleler fışkırdı. Bu arada burada telefon çekmiyor. Dünya karanlığından kurtulmak için enfes bir kaçış noktası yani.
“Ruhumu doğaya teslim edebilirim şu an…” Tam da bu cümleyi kurduğum anda rehber yol boyu gördüğümüz akan suyun kaynağına çıkacağımızı söyledi. Kaynak mı? Dağların tepesinde. “Nasıl çıkacağız peki?” “Tırmanarak”
Çıktık. Dallara tutunarak, kırık ağaç gövdelerinden atlayarak, kurbağaların içinden geçerek, suya basarak, çamura batarak…
Sonunda da ulaştık. Yol boyu göle her açıdan baktık. İşte o duygu tüm yorgunluğa bedeldi 🙂
Geçtiğimiz yollardan biri…
Kaynağa çok az kaldı…
O, tam bir adrenalin tutkunu…
Ve ben… Kaynağa geldim! Ben ben… O yolları aştım ve geldim. Tam bir mucize 😀
Kaynak sonrası dönüş başladı. Hem de aynı rotadan. Ama artık deneyim sahibiydim. Düşmeden ve kaymadan geri dönebildim. Tabii tüm bu yol deli gibi acıktırdı hepimizi. Orman yürüyüşü yaptık. Kardelen gördüm ilk defa. Hala karlar kalmıştı çoğu noktasında ve içinden çıkan kardelenler. Sonrasında da göle karşı piknik 🙂 Mükemmeldi…
Ve tekrardan çıktık yola. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk ile Sünnet Gölü’ne vardık. Tabii herkes yol boyunca uyudu.
Burada bir tesis de var. Küçük ağaç evlerde konaklayabilrsiniz ki bence burası kafa dinlemek için inanılmaz uygun.
Buraya geldiğimizde yarım saatlik bir çay molası verdik ve yine koyulduk yollara. Göl etrafını orman içerisine girerek dolaşmaya başladık.
Bilmediğim, yanından geçtiğim pek çok ağacı ve bitkiyi tanıdım. Necmi Hoca bu konuda çok bilgili bir rehber.
Bknz: elinde ekipmanı 😀
Köprüye geldik sonra. Sallanan, tahta bir köprüye…
Korkmuyorum kii :/
Köprüyü geçtik ve devam ettik tura. Şansımıza bu yollar son derece düzgündü 🙂
Gezi, saat 18:30’da sona erdi. Yola koyulduk. Tabii yine uyku 🙂 Çok yorulduk, kendimizi aştık, yer yer korktuk ama doğa ile yapılan her şeyin insan ruhuna ne kadar iyi geldiğine bir kez daha şahit olduk. Arındık, oksijen depoladık, bol bol yürüdük ve bol bol uyuduk.
Şimdi çok keyifliyim. Sanki tek günlüğüne cennete gönderildim ve dünyaya geri geldim. Siz de gidin. İstanbul’a yakın gezilecek en enfes yerlerden biri burası. Tamam bizim kadar delilik yapmayın ama mutlaka gidin…
SÜLÜKLÜ GÖL
SÜNNET GÖLÜ
