“Tazze tazze, çitiıığğrrr çitiığır, gevrek, simmiğiiitttt…”
Sanırım yemekten asla bıkmayacağım nadir lezzetlerden biri de; bol susamlı, çıtır ve hafifce yanmış mis gibi bir Simit ve yanında çayın yaydığı o enfes koku…
Yahu siz hiç muhteşem deniz manzarasına karşı, sadece 75 Kuruş vererek gırtlağınıza kadar doydunuz mu? Hangi restaurant, hangi cafe sağlar bu imkanı sorarım size? Cevap veremezsiniz düşünmeyin boşa.
Beşiktaş, Bebek, Eminönü, Tophane ve gidileri… Hangi sahile giderseniz gidin, sizi selamlayacak bir “Simit Arabası” muhakkak çıkar karşınıza. Uzatırsınız ayağınızı denize, bakarsınız bulutlara; karıştırırken şekeri, kaşıktan gelen çın çın sesi yayar da yayar kokusunu kaçak çayın burnunuza. Sonra bir ısırık alırsınız simitten; susamlar bir yana, kıtırtı bir yana ve dersiniz ki; “iyi ki yaşıyorum be. Hayat hakikaten çok güzel!”
Belki sabah yetişirken işe, kahvaltıya vakit kalmadığında sarılırsınız ona; belki beş çayında davet edersiniz sofranıza. Taş fırın, pastane, sokak…
Çeşit çeşit, boy boy simitleri İstanbul’da yaşayan herkes kendilerinden bile daha yakın mesafede, dizlerinin dibinde bulurlar. Bir kere diline iliştirebiliyorsan İstanbul’luyum lafını, layıkıyla yerine getirmeli ve simitin iyisinden anlamalısın. Öyle her simit, her yerden, her elden yenmez.
Adına sokak sokak, cadde cadde kocaman mekanlar yapılan kaç tane lezzet var ki? Hem de böylesine masrafsız bir tat için…
Yok yok kimse bana simit için kötü kelam savuramaz. Martıları doyurma işini o kişiyle yapar, bayram havası yaşatırım beyaz yavrucaklara.
Çok amaçlı, çok mekanlı, çok lezzetli, çok kutsal. Alışverişteyken Cumartesi Pazarında, gezintideyken deniz kenarında, yetişiyorken otobüse iş saati için ya da beslenme saatinde doyurmaksa amacın karnını tek çözüm yolu Simit ve Çayda…
Ucuz, leziz, tapılası, aşık olunası, karın doyurucu, mutlu olucu Simit ile yaşamdan zevk almanın ne demek olduğunu öğreniyor insan. Yıllar önce sadece kervanlar yolculuk esnasında açlığını yatıştırsın diye yapılan nimet yıllarca dönüyor duruyor bütün tatlara fark atıyor ve günün teknolojisine inat hala aynı güzellikte tüm nesillere kendini sevdiriyor.
Ah simit, ah karanfil kokulu çay… Kız kulesi mi güzel, yoksa seni yerken bir başka mı bakıyor dünyaya insan?
İstanbul ve simit tutkusunu dile dökmek, kelimelere dizmek ve dokumak afilli sözlerle… Ne yaparsak yapalım yaşamadan asla anlatılamaz bu zevk.
Bütün sahiller bizim, bütün simitler ucuz, bütün simitçi amcalar emektar, bütün huzur içimizde… Bir lezzetle aslında nasıl mutlu olunabildiğini öğretin kendinize ve atlayın gidin en yakın sahile. Sonra da elinizde bir çıtır simit ve mis gibi sıcacık çay ile dünyadaki tüm güzelliklere sevgi gönderin…
Unutmayın siz farketmeseniz de simit mutluluk demektir, gülümseyiştir yüzlerde…
berci
Kalori Simit Susamında:=)