Üsküp’ün En Şaşırtan Özellikleri

 

Üsküp yazılarına son sürat devam ediyorum. Bıktırana, sıktırana, “eh be arkadaş yeter” dedirtene kadar hepsini paylaşacağım burada. Amaç, buraya gitmeyi düşünenlere geniişşş çaplı bir yardımımız dokunsun. Kendimden biliyorum girmediğim site, okumadığım yazı kalmamıştı seyahat öncesinde.

O halde bugün Üsküp’te karşılaştığım ve “vay anasını” diyerek şaşkınlığımı her defasında tekrarladığım buraya özgü kültürel farklılıklara değineyim. İşte karşınızda adamlarda var, bizde olsa kimse yapmaz dedirten değişik özellikler.

1- Hakikaten arabalar insanlara yol veriyor.

Oysa ki ben bunu tamamen ütopya zannederdim ama değil. Araba bize baktı, biz arabaya ve şöför bize geçmemizi ifade eden bir bakış attı. Öyle kornaya basarlar korkusuyla koşarak geçmek de yok. Gayet salına salına yürüyorsunuz vallahi.

2-) Teyzeler her yerde!

Nasıl yani? Şöyle ki; markette patatesin kilosunu tartan teyze tahmini 70 yaşındaydı ya da bankacı teyzenin şık kıyafeti ile işine gidiyor hali. Zaten o da 60’ın üstünde. Burada ya emeklilik geç yaşta, ya da insanlar çalışmayı çok seviyorlar.

3-) Kahvaltıda sadece hamur işi.

Buradakilerin kahvaltı kültürleri sıffır sıffır sıffır. Alıyorlar iki börek bir poğaça haydi koştur işe okula. He bir de zaten Üsküp Yemeklerinde bahsettiğim gibi, sandiviç içerisine kıymalı börek koyup yiyorlar. Enteresanlar.

4-) Polis yok.

Yani yok derken ortalıkta yok. Anca karakolun önünden geçince denk geldim polislere. Onlar da çiçek suluyorlardı. Olay o kadar az ki… Tıpkı bizim burası gibi (!)

5-) Taksiler Mercedes.

Nedendir bilinmez. Genellikle taksiler hep beyaz mercedes.

6-) Pazarlarında açık tavuk satılıyor.

Tıpkı domates biber seçer gibi, tezgahlarda açık tavuk butları kanatları yer alıyor ve insanlar ellerinde poşet oradan seçiyorlar. Bu pek bi’ hijyen dışı geldi sanki.

7-) Çöpleri temizleyen görevlilerin çoğunluğu kadın.

Dedim ya kadınlar oldukça çalışkan. Süslü, bakımlı, takılı, ojeli kadınlar giymişler iş kıyafetlerini ve süpürüp temizliyorlar sokakları. Hoş sokaklar da bal dök yala şimdi.

8- ) Hayat oldukça geç başlıyor.

Vallahi burada insanlar sabah ezanıyla başlıyorlar koşmaya. Yok anam babam kimse koşturmuyor orada. Dükkanlar 10 – 11 kafalarına göre açılıyor. Değişik işler, rahat tipler.

9-) Neredeyse herkes günde 1 adet muz yiyor.

Adamlar öyle meraklılar ki sağlıklarına ve öyle güzel ciltleri var ki… Belki de “ayıp” kavramını ortadan kaldırıp her gün 1 adet muz tükettikleri içindir.

10-) Evlerde demir parmaklık yok.

Polis olmadığı gibi sanırım hırsızlık da yok burada. Hayır evlerin girişleri yerle bir ama kimse kendini kapatmamış parmaklık ardına. Bir mekanda kadın otururken çantasını alakasız bir noktaya gönül rahatlığıyla bırakabiliyor mesela.

11-) İngilizceleri berbat!

Sakın ha yabancı dilim yok diye sıkıntıya girmeyin. Onlarınki tarzancadan da öte kötülükte. Cem Yılmaz’ın dediği gibi. “ıh ıh ıh” işaret diliyle gayet iyi anlaşabiliyorsunuz. O kadar kötü ki İngilizceleri, hava alanındaki polis bize “wırıryıguing” dedi. Biz de anlamadık zaten neyden bahsettiğini. Ama merak etmeyin çoğunluk Türkçe biliyor.

12-) Giyim tarzı yaşa göre değişiyor.

Gençler oldukça rahat ve spor giyimi tercih ederken, 30-50 yaş arası son derece abartılı giyimden hoşlanıyor. Baştan aşağı mor giyim, fıstık yeşili patlaması gibi rüküşlük her adımda onlarla. Ancak 50 ve üzeri var ki; işte onlar tam bir asil, tam bir şıklık timsali.

13-) Suyu direkt çeşmeden içiyorlar

Öyle damacanymış, sucuymuş hiç görmedim vallaha. Hatta bir avm de lavaboya girdiğimde kadının biri geldi, güzelce ellerini yıkadı ve dayadı ağzını musluğa su içti. Ben de tip tip bakmakla yetindim.

14-) Çay istediğinizde yanında…

Bir adet bardak, bardak içinde ağzına kadar dolu bal ve yanında dilimlenmiş limon veriliyor. Önce limonu bala döküyorsunuz, onu sıvılaştırıyor ve çayınıza şeker niyetine ballı limonu kullanıyorsunuz. Şeker yerine bal yani.

15-) Her yan heykel.

Koskocaman, büsbüyük her şeyin heykelini yapmışlar. Meşhur bir tiyatro/opera salonu var örneğin ve kapısında onlarca heykel. Arp çalan kadın, hamlet oynayan adam, dilenci rolündeki yaşlı gibi… Burası tam bir heykel şehri.

 

Be first to comment