“7 Numara Efsanesi”

Dört şehirli kız ve üç taşralı erkek öğrenci bir araya gelmiş de aynı evde oturuyormuş desem?

Sonra 2000 senesi diye eklesem sonuna?

Hatta bir de üstüne Vahit Emmi diye de son vuruşu yapsam?

Bu ipuçları sonrasında; heralde-galiba-sanırsam hepiniz anladınız neyden bahsettiğimi değil mi?

Tabi ki; dönemin en sevilen projelerinden biri olan “7 Numara” dizisi…

7-numara_49016Günümüz muhabbetlerini göz önüne alacak olursak, taaa o zamanlarda hiç kimse karışmıyordu kız-erkek başlıklarına tabi.

Paşa paşa okuyor, etliye sütlüye karışmıyor, kendi eksenleri etrafında yaşam mücadelesi veriyordu 7 Numara sakinleri.

Bir Vahit Emmi vardı yanlarında, bir de eşi Zeliha Yenge… Dizi tam 3 yıl sürdü de, sonunda kimse sapık olmadı ama neyse…

Gelelim dizinin içimizdeki bitmek bilmeyen sevgi haline. Sorarım size: buradaki sıcaklığı, samimiyeti, içtenliği ve duygu selini hangi dizide görebildiniz?

Cevap olarak, ya bir elin parmaklarını geçmez dersiniz ya da hiç birinde der koyarsınız noktayı değil mi?

Aynen öyle. Biz tam olarak bu sevgi çemberini izleyerek büyüttük kendimizi. Okumayı, üniversiteli olmayı, kızlı-erkekli aynı ortamda tamamen dostluk çerçevesi içinde nasıl yaşanılacağını hep bu diziyle gördük.

7-numara_49014Yaşam tarzlarının uzaktan yakından alakası olmayan 7 gencin; komik ve samimi atışmaları, köy ile şehir çocuklarının aradaki farkı nasıl kendilerinden uzaklaştırdığını ve daha nice saf duyguyu benimsedik onlarla.

Yöresel dilin mizahla kusursuzca birleşmesine de tanıklık ettik mesela…

Kızlar piliçlerdi Zeliha Yenge gözünde, erkekler ise koçlar…

Ne kadar iyi niyetli konu varsa, her bölümüyle sunulmuştu önümüze…

Armağan, Rüya, Ayten, Cansu; Haydar, Recep ve Sabit… TRT’nin bıraktığı en özel, en duygulu, en baskısız ve en temiz eserlerinden sadece bir tanesinin enfes kahramanları…

Özlüyor insan…

2000 / 2003 yılları arasında hayatımıza renk katan bu dizinin bir dahasının olmayışı ya da olamayışı üzüyor işte…

Şimdi olsa yine izlerdim herhalde…

Dedim ya özlüyor insan. Ama bu sadece bir diziye duyulan özlem değil… Anladınız işte nelere hasret kaldığımızı… Nerelerden soyulup, nelerden uzaklaştırıldığımızı siz çok iyi anladınız…

Şimdi teknoloji çağı. Olura keşke  ekranda olsa da izlesek derseniz, beklemeden açın bir videosunu ve uzaklaşın 2013 gerçeklerinden…

Keyifli seyirler efendim… Sağlıklı güzel günler…

haydar: sıfır bir değer değildir bir sayı bile değildir; ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır.
tıpkı sevda gibi; 
sevdanın da tek başına bir değeri yok illede biri olmalı 
sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır
sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır büyür
armağan: sen ne kadar güzel şeyler söylüyorsun böyle haydar?

Be first to comment