Kızdım kendime. Neden bugüne kadar gidip izlemedim diye sinir de oldum. Enerjisi, sesi, yüreği ve içtenliğiyle belki de hiç eğlenmediğim kadar eğlenip, hiç olmadığım kadar kederlendim.
Sezen Aksu şarkılarına belki de bu açıdan bakmamıştım hiç. Evet çok başkaydı Sezen ama, onun sesinden ve kalbinden çıkınca bir farklı güzelleşti ezgiler.
Ceyl’an Ertem… Öncesinde vicdanı, sonrasında müzik aşkı ve samimi tavırlarıyla dün en büyük iyi ki’lerime ekledim… İyi ki gittim dedim. Sevdim, dinledim, çektim enerjisini iliklerime kadar. Birlikte zıpladık, birlikte ağladık, birlikte andık Ahmet’i, Ali’yi, Ethem’i… Sonra selam yolladık Erdal’a. Hani yaşı büyütülerek ölüm çarkına çıkarılan yavrucağa…
Bugüne kadar onca konsere gittim, onca sanatçı ve ünlüyü yakınen tanıdım ama apayrı sevdim Ceylan’ı. Dün gecenin bir dahası da olacak elbet; bir daha çıkacak sesimiz semaya. Dün Hayal Kahvesi’nde, yarın bir başka mekanda ama yine aynı anda, aynı coşkuda olacağız. Geç buldum belki ama, asla bırakmayacağımı çok iyi biliyorum.
Müziğine, tınısına, tavrına, coşkusuna ama hepsinden öte vicdanını kaybetmemiş insanlığına kocaman sevgiler… Bütün iyi niyetler, bütün güzel sesler, bütün kediler ve bütünsahneler seninle olsun… Sen ise bizimle…
Son Bakış’la ağlattın, Lunapark’la kahkaha attırdın. Arkandaki koca müzik üstadları ve sen inanılmazdınız.
Duygular seninle güzel; güzel yürekli kadın. Sen hep müzik yap, sen hep iyi kal olur mu?…