Çalışırken üzerinizde mükemmel etki yaratan şarkılar ve bu şarkıların arkasında yer alan şahane sesler vardır. Ortaçgil gibi…
Aslında bu ülke böylesine enfes seslere o kadar aç, o kadar ihtiyaç sahibi ki… Ancak; ne yazıktır; hala “o kim tanımıyorum” diyebilen insanlar da var…
O bir efsane diyorum bu şekilde zulüm sorusu soranlara. Eylül Akşamı diyorum, Sensiz Olmaz diyorum ya da Mavi Kuş diyorum…
Kulağınızdaki bu harikulade sesle motivasyon seviyeniz tepelere, doruk noktasına çıkıyor çalıştığınız o yorucu dakikalarda. Bir adamın sesine, bestesine bu kadar mı yakışır kelimeler? Ya da böylesine özenli kelimeleri nereden bulup da çıkarabiliyor bu Ortaçgil?
Seviyorum. Pek çok. Teoman düetlerini. Kadın sesi değmiş şarkılar konserini ve daha nice özel şarkılarını bıkmadan usanmadan dinliyorum.
Ev işi yaptığım anlarda da, kitap okuduğum zamanlarda da, yolculukta da, mutlu ya da mutsuz olduğum ruhlarda da. Hep, her an dinliyorum. Bıkmadan, sıkılmadan, sorgulamadan ve terslemeden.
İyi ki var başlığıma bir de Ortaçgil tutkum ekleniyor sürekli. Bu dünyaya çakılı kalsa mesela bu adam. Hiç gitmese. Her nesil onu canlı izleme fırsatı bulsa. Her çocuk dinlese ve öyle öğrense müziği. Bülent Ortaçgil benim için şimdiden ölümsüz bir isim. Şimdiden efsane.
Kulağımda o ses var şimdi. Mavi Kuş’la dolaşıyor yüreğimde. Dinleniyorum. Aklanıyorum. Ferahlıyorum. En çok da Ortaçgil müzikleriyle büyümenin tadını çıkarıyorum…
İyi ki varsın yüce sesli adam. İyi ki…