Tam iki sezondur aralıksız devam eden ve izleyenlerin muhakkak tekrardan görmek istediği, hayranlık uyandıran müzikal; “Sidikli Kasabası” her sahnesinde sizi Londra, Berlin ya da New York’ta mıyım? sorusuyla karşılaştıracak kadar kusursuz bir sanat eseri.
Bu kadar yetenek nasıl olmuş da bir araya gelmiş? Her biri nasıl böylesine başarılı? Peki bu senaryo ve müzikler hangi sanatkarın ellerinden çıktı?.. O kadar çok soru oluşuyor ki kafanızda, bu kadar mükemmelliği devlet tiyatrosu sahnelerinde görünce çok fazla mutlu oluyor insan. Saatlerce ayakta alkışlasanız dahi yine de gösteremezsiniz beğeninizi. Daha ilk sahnelendiği ay gidip izlediğim bu müzikalin, böylesine yükseleceğinden fazlasıyla emin olduğumu her yerde, herkese söylemiştim. Oldu da… Neredeyse tüm gazeteler, televizyon kanalları, sosyal paylaşım siteleri ve daha pek çok iletişim ortamında yüzlerce kez bahsedildi Sidikli Kasabası’nın başarılı kadrosu ve kusursuz senaryosundan. Dans, ses, devamlılık, hikaye… Oyunculuğun ve tiyatronun ne demek olduğunu, yaşattığı o coşkuyu son raddenize kadar hissediyorsunuz. Bu ülkede, böyle eserleri görebilmek harika bir keyif.
Eğer ki; hala izleme şansını yakalayamadıysanız, kesinlikle ilk işiniz size uygun olan sahne ve gösterim saatini bulup, Sidikli Kasabası’nı izlemek olsun. Uzun sürmesine rağmen tek bir anında sıkmayan ve isminden dolayı tedirgin olarak gittiğiniz bir eserden böylesine mutlu çıkmanız size ne demek istediğimi anlatacaktır zaten.
Başta Barış Arman, Nebi Birgi ve Oğuz Utku Güneş olmak üzere, bu enfes müzikalde emeği geçen herkesi tekrardan ayakta alkışlıyorum. İnsanı sanata aşık eden bu yapıta gidin ve herkese önerin. Asla pişman olmayacak, bir dahasını isteyeceksiniz. Unutmayın! Sanat; seveni ve değer bileniyle her zaman daha güzel, daha özeldir…
