Mercedes Benz Fashion Week Istanbul Fall 2015 / 1.GÜN

 

Malumunuz Fashion Week ortamını sevmeyip, her defileye işim sebebi ile gitmek zorundayım.

Zaten bu ortamdan çok hoşlanmadığımı, gelen tiplerin büyük kısmının sinirime dokunduğunu ama gelecek sezonun stillerine önden şahit olmanın da pek bir heyecan verici olduğunu söylemiştim.

Bugün yine Fashion Week ilk gün maceramı anlatacağım. Çok sempatik. Gerçekten 🙂

Erken gittim dün. Bekleme kısmında oturdum ve inceledim. Anlatacağım hepsini. Bu MBFWI dedikoducu kızı ben olacağım.

Nasıl anlatsam nereden başlasam bilemedim. Ama üstüne basa basa, altını kazıya kazıya anlatmam gereken bir tip var bu fashion week ortamına dair. Bir abimiz. Uzun saçlı, sakallı, etine dolgun. Kendisi her defilede kafasına değişik bir şey takarak geliyor. Geçtiğimiz sezon bir defileye sandalye ile gelmişti. Evet kafasındaydı bu sandalye. Dün de kova koymuş. Aklınıza gelen “neden?” sorusunu duyuyorum ama maalesef ben de bir cevap veremiyorum. Oysa ne çok isterdim bir anlam yükleyebilmeyi.

Bir diğer sempatik katılımcılar da henüz lisede olup, tasarım okuyan cici kızlarımız. Mekanda bira serbest. Ağzımı sürmem ben ama bu minnoşlar çok şeker. Birasız nefes almıyorlar. Dünyaları ego ve dikkat çekmek üzerine kurulu. Birayı su içer gibi tüketiyor, böğürerek kahkahalar atıyor, geleceğin “ben varım” oturuşu ile etrafa 16’lık şuh bakışını saçıyor ve onlar gibi olmayanlara sinir oluyorlar. Bknz: Ben.

Buraya kimse tasarımlar vb şeyler için gelmiyor kısaca. Asmışlar duvarlara Mercedes Benz Fashion Week afişini. Önüne de bir iki fotoğrafçı. Tam tepede kendini star hissetmen için ışıklar. Immhh mis. Sağ profil, sol profil bıdı da bıdı. “Ben fashion weeke geldim.” Halbu ki; defileye girmedikten sonra o bekleme kısmına davetiye gerekmiyor ki. 😀 Tabii çoğunuz bunu şimdi öğrendiniz.

Bir de önceden bir şekilde tanıdığın, tüm sosyal medya hesaplarında yer alan ve “canım bayılıyorum sana” yorumu atan tanıdıklarını fashion week ortamında görme kısmı var. Yeminle babası olsan tanımıyorlar la. “Huuu ben buradayım. Hani çok severdin beni. Hani her fotoğrafıma yorum atardın. Ya birlikte bıdı bıdıya gitmiştik?” Cıks. Görmez bile. Kazara görürse de aa nağbeerr der ve gider. Sen de mal gibi kalırsın. Nasıl ama çok sempatik değil mi?

Neyse saatlerce ayakta beklediğin, çantasında etiketle gezen tiplerin arasında kaldığın bu yorucu saatler sonunda, sadece 5 dk süren bir defile ile bitiriyorsun ya günü… Bir bok anlaşılmıyor işte defileden. Çünkü en önde Buse Terim vb bir tayfa oturur. Birbirlerine uzaktan öpücük atarlar falan. Moda dünyası işe. Sonunda da tasarımcı el sallar ve zıplayarak uzaklaşır oradan. Bir de bira dağıtan kızların ünlü bir bey geldiğinde ona sırnaşarak fotoğraf çekilme halleri var ki; aman yarabbi.

fashion-week-istanbul

Yağniiğ diyeceğim o ki; özenecek bir yer değil burası. He defile kısmından çıkarılan notlar ne derseniz de;

Afffair defilesiyle başladı gün. Geniş bir tarz skalasına sahip olan marka, spor lüks parçaları ve ağır deri detayları bir araya getirmiş.

Meltem Özbek, Rock’n roll’u ve 70’lerin diskosunu yaşattı.

DB Berdan 90’ların ve günümüzün enerjisi ve hızlı tüketimini konu alıyordu.

Ece Gözen, en çok dikkat çeken defileydi. Uzay ve bilim hakimdi.

-Niyazi Erdoğan matematiği kullanmış tasarımlarda.

Raisa ve Vanessa Sason kardeşler de günün son defilesini gerçekleştirdi. Bohem ruhun yanına bir de flemenko esintisi eklemişlerdi.

Yanii durum kısaca bu şekilde. 5 dk’lık defilelerden çakozladığım bu. 2015 sonbahar modası ne olacak diye merak ediyorsanız dikkate alırsınız diye kendimi sıktım ve bu kadarını oluşturdum 🙂

Yarın, bugünün dedikodusu ile görüşmek üzere…

fashion-week-istanbul

 

 

Be first to comment